antioksidan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
antioksidan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

C VİTAMİNİ HAPLARI PORTAKALIN YERİNİ DOLDURAMIYOR


Serbest radikallerin yıllar içerisinde hücrelerde yaptığı tahribat sonucunda kalp hastalıkları ve kanserler başta olmak üzere pek çok hastalığa neden olduğu düşünülmektedir.  Serbest radikaller çevre kirliliği, sigara dumanı vs. dış kaynaklı olarak etkin hale geldiği gibi metabolizmanın normal işleyişi ile de oluşmaktadır. Normalde serbest radikal hasarına karşı kanda bulunan antioksidan maddeler sayesinde vücut kendisini korumaktadır. Ancak stresli yaşam ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak vücutta antioksidan açığı oluşmaktadır.  Antioksidan açığını kapatabilmek için yapılacak en etkili şey antioksidan maddelerden zengin bir beslenme düzeni oluşturmaktır.

Beslenmede antioksidanlar açısından ana kaynak meyve sularıdır ve özellikle de en çok tüketilen ve C vitamini kaynağı olan portakal suyudur. C vitamini serbest radikallere karşı etkili bir antioksidan olması sebebiyle gıda endüstrisinde de katkı madde olarak kullanılmaktadır. Ancak C vitamini takviyeleri ile yapılan bazı klinik araştırmalar düş kırıklığı yaratmıştır.  Bu sonuçlar araştırmacıları yeni bir arayışa yönlendirmiştir. Acaba portakal suyunun antioksidan gücü C vitamini içeriği dışındaki diğer besin ögelerinden mi kaynaklanmaktadır?

Bunu test etmek için 7 sağlıklı yetişkin kişiye 3 aşamalı olarak 3 farklı içecek içirilmiştir.  İçeceklerden ilki kırmızı kan portakalı suyu, ikincisi C vitamini katkılı şekerli bir içecek ve üçüncüsü C vitamini içermeyen şekerli bir içecek olarak belirlenmiştir.  Tüm içeceklerdeki şeker oranı eşittir. Deneklere içecekler rastgele sırayla ve kan değerlerinin normale dönmesi için 2 şer hafta arayla verilmiştir.

Her 300 ml’lik test içeceği içildikten sonra kan örnekleri alınarak C vitamini seviyeleri ölçülmüştür. Doğal olarak portakal suyu ve C vitamini katkılı şekerli sıvı içildikten sonra kandaki C vitamini seviyelerinde artış olmuş ancak C vitamini içermeyen şekerli sıvı içildikten sonra bu gerçekleşmemiştir.

Araştırmacılar her bir içecek içildikten sonra DNA’daki serbest radikal hasarına karşı direnci test etmek üzere de kan örnekleri almışlardır.  Denekler portakal suyu içtikten sonra alınan kan örneklerine göre DNA hasarı %18 düşük bulunmuştur.  Portakal suyunun koruyucu etkisi 24 saat devam etmiştir. Bu etki ne C vitamini katkılı şekerli içecekte ne de C vitamini içermeyen şekerli içecekte görülmüştür.  Üstelik portakal suyu ile C vitamini katkılı sıvı içecekteki C vitamini miktarı eşit olmasına rağmen (150mg/bardak).

Bu araştırmaya göre 300 ml saf kan portakalı suyu tüketildiğinde 24 saat boyunca hücreler serbest radikal hasarından korunabilmektedir. Bu etkinin C vitamininden ziyade portakaldaki diğer besin bileşikleri sayesinde olduğu, C vitamini haplarının ise kronik hastalıkların önlenmesi açısında bir etkisi olmadığı düşünülmektedir.


NAR VE NAR SUYUNUN FAYDALARI

İnsanlar tarafından yetiştirilen ilk meyvelerden biridir nar. Aynı zamanda kutsal kitapların hepsinde adı geçer ve cennet meyvesi olarak bilinir. Anavatanı olan Ortadoğu toplumlarında bereketin ve gücün simgesi olarak kabul edilmiştir.Latince adı punica granatum olan nar İspanya’nın Granada kentine de adını vermiştir.

1 orta boy nar(yaklaşık 300g) ile günlük;
K vitamini ihtiyacınızın %58’ini
C vitamini ihtiyacınızın %48’ini
Lif ihtiyacınızın  %45’ini
Folat ihtiyacınızın %27’sini
Bakır ihtiyacınızın %22’sini
Potasyum ihtiyacnızın %19’ını ve 
Manganez ihtiyacınızın %17 sini karşılar. 


Ayrıca E, B1, B2 ve B6 vitaminleri ile demir, fosfor, çinko ve magnezyum gibi minerallerce de zengindir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirerek soğuk algınlığı gibi enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Nar içeriğindeki lif sayesinde sindirim sistemini düzenler ve ishali giderir. 


Narın Antioksidan Gücü:
Antioksidanlar hücrelere ve bağışıklık sistemine saldıran serbest radikallerin olumsuz etkilerini nötralize eden moleküllerdir. Antioksidanlar serbest radikallerle reaksiyona girerek hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anormalleşmesini, tümör oluşturma risklerini ve hücre yıkımını azaltır. Antioksidanlar sayesinde daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin azaltıldığı bir yaşam mümkün olmaktadır.

Narda bulunan polifenol bileşikler olan ellagitanninler, gallotanninler ve ellajik asit ile flavanoid olan antisiyanin bulunur. Bu bileşiklerin hepsi antioksidan özellikleriyle bilinirler. Antosiyaninler, suda çözünen pigmentler olup nar suyuna parlak kırmızı rengi verir. Hidrolize edilebilir tanninler, nar suyunun antioksidan aktivitesinin % 92’sinden sorumludur. Punicalagin, nardaki önemli hidrolize edilebilir tannin olup, nar suyunun toplam antioksidan aktivitesinin yarısından sorumludur.


ABD’de yapılmış bir çalışmada piyasada satılan içeceklerin antioksidan etkileri karşılaştırılmıştır. Bu çalışmaya nar suyuyla birlikte elma,vişne, açai, üzüm, portakal, kızılcık ve ahududu meyve suları ile kırmızı şarap, ve buzlu çay dahil edilmiştir. Bu içeceklerin  eşit miktarları alınarak 4 ayrı yöntemle antioksidan etkileri ölçülmüştür. Çalışmanın sonunda nar suyunun diğer içeceklerin hepsinden en az %20 daha fazla antioksidan etkiye sahip olduğu bulunmuştur. 


Türkiye’de yetiştirilen farklı meyvelerin (elma, ayva, üzüm, armut ve nar) antioksidan aktivitelerini belirlemek üzere yapılan bir çalışmada, narın(% 62.7) en yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu, bunu ayva (% 60.4),üzüm (% 26.6), elma (% 25.7) ve armutun (% 13.7) izlediği belirlenmiştir.


Narın Diğer Faydaları:

Yüksek Kan Basıncı ve LDL: Yüksek kan basıncı, felç ve kalp krizi riskini arttıran en önemli etkenlerden biridir. Bilimsel çalışmalarda nar suyunun kan basıncını düşürdüğü ve damar tıkanıklığını (ateroskleroz) önlediği bulunmuştur. Nar, içeriğinde bulunan antioksidanlar ve diyet lifi sayesinde kandaki kötü kolesterol olarak nitelendirilen LDL'yi düşürür. Kötü kolesterolün damarlarda tıkanıklıklar oluşturmasını önler. Böylece damar sertliğine karşı koruyucu, damar elastikiyetini de artırıcı bir özellik göstermiş olur. Bir yıl süren bir çalışmada nar suyu verilen kişilerin kan basıncının%12, damar plaklarının %30 azaldığı tespit edilirken nar suyu verilmeyen kişilerde damar plaklarının %9 arttığı görülmüştür. 

Kanser:  Yapılan çalışmalar nardaki antioksidan özelliği olan bileşiklerin prostat, meme, kolon, akciğer ve deri kanserine karşı etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmalar çoğunlukla nar çekirdeği üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sebeple nar tüketirken çekirdekleri ile birlikte yemeye özen göstermenizde fayda var. 

Narın, ultra viyole A (UVA) ve ultra viyole B (UVB) radyasyonuna karşı önemli koruyucu etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Yapılan bir araştırmada,deriye nar ekstraktı sürülmesinin, deri tümörlerine karşı koruyucu olabileceği rapor edilmiştir.


Özetlersek;
Tüm meyvelerin içinde en güçlü antioksidandır. Anti kanser ve bağışıklığı güçlendirici etkiye sahiptir. Kan basıncını düşürerek ve damarları koyuyarak kalp sağlığınızı korur. LDL kolesterolü düşürür ve sindirim sistemini düzenler.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...