Demans ve Beslenme

Demans, unutkanlık başta olmak üzere pek çok belirtinin bir arada görüldüğü bir hastalık tablosudur. Demans yaşlanmaya bağlı olarak gelişir. Genellikle 60‘lı yaşlardan itibaren risk artmaktadır. Daha erken yaşlarda da nadiren görülebilmektedir. Demansın görülme sıklığı 65 yaş ve üzeri kişilerde %10-15 ve 80 yaş ve üzerinde %30-50’dir. Farklı türleri bulunmakla birlikte en yaygın olan demans çeşidi Alzheimer hastalığıdır.

Demansın gelişimine katkıda bulunan faktörler arasında aşağıdaki durumlar bulunmaktadır.

-Yükselmiş homosistein ve B grubu vitaminlerin eksikliği
-Omega-3 yağı eksikliği
-Metabolik sendrom, insülin direnci, disglisemi ve diyabet
-Aşırı stres ve stres hormonu kortizol yüksekliği
-Asetilkolin ve asetiklolin öncülerinin eksikliği
-Antioksidanlardan yetersiz beslenme
-Kalıtsal yatkınlık
-Fiziksel ve zihinsel egzersiz içeren aktif bir yaşam tarzının eksikliği

Homositein ve B grubu vitaminler: Demans hastaları üzerinde yapılan çok sayıdaki çalışmada homosistein düzeyler yüksek ve B grubu vitaminler düşük bulunmuştur. Homositein toksik bir aminoasttir ve kan testleri ile ölçümlenir. Yaşam boyu yüksek homositein düzeyleri beyinde hasar oluşuturarak hafızada düşüşe neden olur. Vücutta homosistein düzeyleri yükseldikçe B grubu vitaminlerde azalma yaşanır. Özellikle B12 vitamini yaşla birlikte daha az emildiğinden yüksek homositein düzeyleri en çok B 12 vitaminini etkiler.

B12 den zengin besin kaynakları; et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleridir.
Kuru baklagiller, yağlı tohumlar, tahıllar ve koyu yeşil yapraklı sebzeler ise yine demans riskini arttıran B12 dışındaki B grubu vitaminlerden zengindirler. Demans hastalarında özellikle eksikliği görülen folat, mercimek ve kuru baklagiller ile ıspanak ve brokolide çok iyi miktarlarda bulunur. B6 ise demans hastalarında eksikliği oluşan bir başka vitamindir. B6 için iyi kaynaklar ise ton ve somon balığı, hindi eti, patates, ıspanak ve muzdur.

Omega 3: Yapılan çalışmalara göre omega 3 yağ asitlerinden DHA ile demans arasında ilişki bulunmuştur. DHA düzeyleri yükseldikçe demans riski azalmaktadır. DHA soğuk sularda yaşayan somon ve ton gibi yağlı balıklarda bulunur.

Antioksidanlar: Farklı çalışmalarda demans hastalarında antioksidan eksikliği belirlenmiştir. Antioksidanlardan zengin beslenmenin demans riskini azalttığını gösteren çalışmalar bulunduğu gibi bunu doğrulamayan araştırmalar da bulunmaktadır. Her şeye rağmen antioksidanlardan zengin beslenmek genel sağlık için en doğru olandır. Akdeniz tipi beslenme antioksidanlardan zengindir. Sebzeler, meyveler ve balıkların bol, zeytinyağı ile ceviz, badem gibi yağlı tohumların bulunduğu, kırmızı etin ve doymuş yağların az tüketildiği bir diyet hem demans hastaları ve hem de demans riskini azaltmak için de en doğru beslenme şeklidir.

Akdeniz tipi beslenme metabolik sendrom ve diyabet riskini de azaltır ki bu hastalıklar demans ile ilişkili bulunmaktadır.

Kortisol: Stres durumunda vücutta kortisol hormonu üretimi artar. Fazla kortisolün beyinde hasara neden olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Kortisol düzeylerini azaltmak için kan şekerinde ani hareketlere neden olan besinlerden yani basit korbonhidratlardan kaçınmak, doymuş ve trans yağlar ile alkol ve kafein alımını sınırlamak gerekmektedir. Ayrıca öğün atlamadan düzenli beslenmek, düzenli uyumak ve stres azaltıcı egzersizler yapmak kortizol düzeylerinin düşürülmesine yardımcı olacaktır.


Asetilklolin: Asetilkolin merkezi sinir sisteminde bulunan ve beyin ile hücreler arasında iletişimi sağlayan bir nörotransmitterdir. Eksikliği hafıza ve bilişsel fonksiyonlarda gerilemeye neden olmaktadır. Yeterli asetilkolin üretimini gerçekleştirebilmek için beslenmede yeterli kolin alımı gerekmektedir. Yine bir B grubu vitamin olan kolin için en iyi kaynaklar yumurta, organ etleri başta olmak üzere et, tavuk ve balıklar, süt ve süt ürünleri ile yağlı tohumlar ve çekirdekler(kabak çekirdeği, ay çekirdeği)dir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...