Vücudumuz harcadığı enerjinin büyük bir kısmını
karbonhidrattan karşılar. Karbonhidratın önemini şöyle de açıklayabiliriz;
beyin enerji için sadece karbonhidratı kullanır. Bireylerin hayatını normal bir
şekilde sürdürebilmesi için günlük ortalama 100-125 gram karbonhidrat
tüketmelidir. Biz bu karbonhidratın işlenmemiş besinlerden gelmesini istiyoruz.
Bu karbonhidrat kuru baklagil, meyve, sebze ve tahıllardan gelmelidir. Çünkü
rafine edilmeyen bu tür besin grupları; vitamin, mineral ve posa için iyi
kaynaklardır. Sindirim için enzimlerin aktive olmasında da rol alırlar.
Konu işlenmiş saf şekerlere gelince; yararı olmadığı gibi
birçok da zararı vardır. Yani boş kalori kaynağıdır. Saf şeker; diyabet,
obezite, yüksek tansiyon, kalp krizi, depresyon gibi birçok kronik hastalığın
oluşmasında önemli risk faktörüdür.
Vücuda alınan fazla şeker karaciğerde depolanarak yağlanmaya
yol açar.
Şekerin aşırı tüketilmesi insülin hormonun sürekli olarak
yüksek seyretmesine neden olur, bu da diyabetin ortaya çıkmasını tetikler.
ABD‘ de yapılan bir araştırmaya göre günlük enerji
ihtiyacının %25’inden fazlasını saf şekerlerden gelen bireylerde kalp krizinden
ölme riski 3 kat daha fazladır.
Yüksek şekerli diyetlerin bazı kanserlere teşvik edebileceği
korkusu da vardır.
Enerji elde etmek için saf şekerden gelen miktar günlük
erkekler için 35 gramı, kadınlar için de 20 gramı geçmemelidir. Ben
bu kadar şeker tüketmiyorum ki zaten diyen sesleri duyar gibiyim.
O zaman günlük hayatımızdan şeker tüketimi ile ilgili
örnekler verelim: Kahvaltıda
tüketmiş olduğumuz bir tatlı kaşığı bal 5 gram şeker içeriyor. Öğle
yemeğinin yanında içtiğimiz 330ml’lik bir teneke kola 35 gram şeker içeriyor. Gün
içerisinde çayın yanında tüketmek için aldığımız küçük bir kakaolu kek 10,6 gram şeker içeriyor.
Birde çay, kahve gibi içeceklere şeker atıyorsak günlük ihtiyacımızın çok
fazlasını tüketmiş oluyoruz. Aslında bunların içerisinde şeker
olduğunu birçok kişi biliyor.
Peki ya bilinmeyen gizli şeker kaynakları nelerdir?
· Hazır çorbalar,
· Ketçap,
· Makarna ve
salata sosları,
· Sözde sağlıklı
olarak bilinen granola,
· Hatta simitin
içerisin de bile şeker vardır.
Milyonlarca kişi gün içerisinde ihtiyacından daha fazla
şeker tüketiyor. Çoğu kişi bunun farkına varamıyor çünkü gıda endüstrisi besine
ekledikleri şekeri gizliyor. Gıda endüstrisinde yeni bir olgu oluştu. Bu olgu
mısır şurubu, melas, sükroz, akçaağaç şurubu gibi ucuz yollarla elde ettikleri
tatlandırıcıları kullanmaktır. Tüketiciye düşen en büyük görev etiket okumayı
öğrenmek ve doğru besinleri seçmektir.
Şeker için spesifik tat reseptörleri vardır. Eğer şeker
alımı yavaş yavaş azaltılırsa, vücudun şekere olan duyarlılığı yeniden artar.
Yani vücut bağımlılıktan kurtulabilir. Örneğin çayımıza 3 şeker atıyorsak ilk
hafta 2’ye 2. hafta 1’e ve 3. hafta ise hiç atmayarak şekeri hayatımızdan
çıkarabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder