Son zamanlarda anokersiya sorunu ile karşı karşıya kalan
kişilerin sayısında artış olduğunu hem görüyor hem de duyuyorum. Bu kaygı
verici duruma karşı özellikle genç kızları ve onların ailelerini uyarmak adına
bu konuyu bir kez daha ele almam gerektiğini düşünüyorum.
Anoreksiya gibi yeme bozukluklarının görülme sıklığı, fazla
kilolardan kurtulup yaza ince bir vücutla girme hayali ile katı diyetlerin
uygulandığı bahar aylarında artmaktadır. Sosyal, psikolojik ve genetik nedenler
iç içe geçerek hastalığın oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Bilinçsizce önerilen
diyetler ise kişileri hastalığın pençesine düşürmektedir.
Mankenler gibi ince bir bedene sahip olma isteği ve bu
isteğin psikolojik açıdan saplantı haline gelmesi beslenmedeki alışkanlıklarda
değişikliğe neden olmaktadır. Anoreksiya
nervozalı kişiler vücudu üzerindeki kontrolü kaybetme konusunda derin kaygı
taşırlar. Kişi, bir süre sonra artık çok zayıf olsa bile kilolu olduğunu
düşünmeye başlar. Kendileri sorunun ya
farkında değildir ya da inkâr ederler. Ancak yetersiz beslenmeye bağlı gelişen
fiziksel ve ruhsal sorunlar en kısa sürede tedaviyi gerektirir. Bu noktada
ailelere büyük sorumluluk düşmektedir.
Eğer çocuğunuzda aşağıdaki belirtiler varsa onu en kısa
zamanda bir kliniğe götürmeniz gerekmektedir.
- Boy ve yaşının gerektirdiği normal kilodan %15 ve daha fazla zayıf olması.
- Zayıf olmasına rağmen çok düşük kalorili diyet yapma. Kilo aldırıcı (yağ ve karbonhidratlar vs.) yiyecekleri tamamen reddetme.
- Yiyecek etiketlerinde kalori miktarlarını takıntılı bir şekilde okuma.
- Yemek yediği konusunda yalanlar söyleme. Yedikten sonra kusma, yiyeceği, saklama, atma. Yemekten kaçmak için bahaneler uydurma.
- Bazen tıkınırcasına yeme ve sonrasında kusma.
- Aşırı egzersiz yapma. Kalori yakan egzersizlere yorgunluk, hastalık ya da hava koşullarının elverişsizliğine bakmaksızın devam etme. Özellikle “kötü” bir şeyler yedikten sonra egzersizle onu atma isteği.
- Kilosundan şikâyet etme, zayıf olduğunu inkâr etme, kilosu az olmasına karşın kendisini şişman hissetme.
- Kilo vermeyi kolaylaştırıcı laksatif ve diüretik etkili ilaçların kullanımı.
- Ayna karşısında kilo alıp almadığını sıklıkla takip etme ve çok sık tartılma.
- Adetten kesilme, aşırı yorgunluk, üşüme, kuru, sertleşmiş ve soluk cilt, saçlarda incelme, kırılma ve dökülmeler, kabızlık/ishal ve karın ağrıları, uykusuzluk, baş dönmesi ve baş ağrıları, vücut ve yüzde tüylenme, mide asiti salgısı sebebiyle diş sağlığı problemleri.
Anoreksiya, tedavisi zaman gerektiren ve birkaç disiplinin
bir arada tedaviyi yönetmesi ile sağlıklı sonucun alınabileceği bir
hastalıktır. Psikolog/psikiyatrist, medikal izlemden sorumlu doktor,
diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı ve hemşire tedavi sürecinde etkin rol
olmalıdır. Amaç, kişinin kilo almasını sağlamak, sağlıklı yeme alışkanlıklarını
geri kazandırmak ile vücut ve kilo alımına ilişkin var olan yanlış yargıların
düzeltilmesini sağlamaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder