Obezite her geçen gün daha fazla kişinin etkilendiği,
diyabet, kalp hastalıkları, metabolik sendrom, uyku apnesi ve yüksek tansiyon
gibi pek çok hastalıkla birlikte seyreden günümüzün en önemli halk sağlığı
sorunlarından biri haline gelmiştir. Pek çok diyet uygulamasının var olduğu ve
her gün yenilerinin eklendiği diyet endüstrisi maalesef ki artan obezitenin
önüne geçmede yetersiz kalmaktadır. Özellikle yo-yo diyetler olarak tabir
edilen ve çok düşük kalorili diyetlerin tamamen başarısız olduğu ve aslında metabolizmanın
işleyişini daha da bozduğu bilinmektedir. Diyetten illallah adlı kitabımda bu
diyetlerden uzak durulması gerektiğini ve kilo vermede en etkili yolun kilo
verme hedeflerin küçük tutulduğu ve davranış değişikliği yaratan diyet
programları olduğunu detaylı anlatmıştım. Diğer yandan sadece diyet uygulamasının
yetersiz olduğu, diyetle birlikte bilişsel ve davranışçı terapilerin
uygulanarak çoklu disiplinli bir yaklaşım ile obezite ile mücadele edilmesi
gerektiği görüşü her geçen gün daha da geniş bir kabul görmektedir.
Kilo kontrolünde yedikleriniz, içtikleriniz ve fiziksel
aktiviteleriniz en önemli bileşenler olmakla birlikte kilo verme üzerinde
etkili olan başka faktörler de bulunmaktadır. Yani sadece ne yediğiniz değil
nerede, nasıl, ne zaman ve neden yediğiniz kilo verme hedeflerinize ulaşmada
rol oynar. Karnınızı doyurmak için değil de duygusal sebeplerden ötürü yemek
yiyor olabilirsiniz. Bu durumda da bu sebepleri ortadan kaldırmak
gerekmektedir. Sonuç olarak obezite
sadece fiziksel bir sorun değildir ve psikoloji biliminin alanına fazlasıyla
girmektedir.
Diğer yandan psikoloji alanında bilişsel yaklaşım giderek
önem kazanmaktadır. Bu çerçevede geliştirilen nöropsikolojik testler
beyin-davranış ilişkisi çerçevesinde davranışın beyindeki nöral temellerinin
değerlendirilmesini sağlamaktadır.
Obezite bilişsel fonksiyonlar üzerinde etkili ve depresyon,
bipolar bozukluk, agorafobi ve Alzheimer gibi hastalıklarla da ilişkilidir.
Obezite bu hastalıkların riskini arttırdığı gibi bu hastalıklar da obezite
riskini arttırmaktadır. Bu nedenle obezite tedavisinde diyetle birlikte
bilişsel süreçlerin davranışlar üzerindeki etkilerinin ölçümlenmesi uygun
görülmektedir. Diyet uygulamalarına bilişsel davranışçı terapilerin
eklemlenerek çoklu disiplinli bir yaklaşım ile kalıcı ve sağlıklı kilo vermede
başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Obezitenin nöroloji ve psikoloji alanları ile yakın ilişkisi
olduğu bilinmekle birlikte gelecekte yapılacak çalışmalar ile daha net
bilgilere ulaşılarak obezite ile mücadelede en doğru yaklaşımın bulunması
mümkün olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder